Endüstri (Industry ) 4.0 artık her gün bir şekilde karşımıza çıkan bir terim. Şimdilerde hangi teknoloji üzerine konuşulsa , bir bakıyoruz o teknoloji zaten Endüstri 4.0 şemsiyesi altında çoktan yerini almış oluyor. Nedir bu Endüstri 4.0 ? Endüstri 4.0 aslında 4. sanayi devrimi anlamına geliyor. 4. Devrim varsa bundan öncekiler de nedir diye hemen akla bir soru geliyor.

Kronolojik olarak devrimlere kısaca bakalım:

  1. İlk Sanayi Devrimi — 1784 (1.0 ) Su ve buhar kuvvetinin kullanımı ile çalışan mekanik sistemler
  2. İkinci Sanayi Devrimi — 1870 (2.0 ) Elektrik enerjisinin kullanımı, seri üretimlere geçiş
  3. Üçüncü Sanayi Devrimi — 1969 (3.0 ) Elektronik ve bilişim teknolojilerinin kullanımı
  4. Dördüncü Sanayi Devrimi — 2011 (4.0) Sanal ve fiziksel sistemlerin kullanımı yani Cyber Physical Systems ( CPS )

https://cdn-images-1.medium.com/max/800/1*Fux2ArJA5n7TOr2RrgdxvQ.png

Revolutions By Bill McCabe

“Alman Ulusal Bilim ve Mühendislik Akademisi (Acatech) genel başkanı Henning Kagermann, 2011’de hükümet destekli bir sanayi girişimini tanımlamak için Industry 4.0 terimini kullandığında” Industry 4.0 ilan edilmiş oldu. 🙂

Endüstri 4.0, kısaca “akıllı üretim” dediğimiz şeye ulaşmak için gereken teknolojileri ele alıyor ve bu teknolojiler arasındaki iletişim yeteneklerini temsil ediyor. Yani ayrı ayrı düşündüğümüz teknolojilerin bir araya getirildiği bir endüstridir ve bu sayede fiziksel ve sanal dünyalar bütünleşir, iletişim kurar birbirleri ile uyumlu bir ekosistem oluştururlar. Endüstri 4.0′ la birlikte dijital dünya ile gerçek dünyayı, makinelerin dünyasını ve insan dünyasını birbirine bağlayabiliyoruz.

Endüstri 4.0’ın temel yapısı ve odaklandığı teknolojiler ile ilgili aşağıdaki resmi inceleyebiliriz.

https://cdn-images-1.medium.com/max/800/1*Awbt6UZ0sjdqv_ps0vdeuw.png

Industrial Robotics, The Internet of Things IoT bir diğer ifadeyle de Industrial Internet of Things IIoT , Cybersecurity, 3D Printing, Advanced Human Machine Interfaces, Big Data, Artificial intelligence , Augmented Reality (AR) & Virtual Reality (VR) gibi tekonolojileri son zamanlarda çok yazılıyor ve konuşuluyor.

Siber-fiziksel sistemler (CPS)ifadesi aslında Endüstri 4.0 için tanımlanmıştır. CPS sanal ve fiziksel dünyaları bir araya getirerek, akıllı nesnelerin birbirleriyle iletişim kurdukları ve birbirleriyle etkileşime girdiği, gerçekten ağa bağlı bir dünya oluşturan teknolojileri etkinleştirmektedir. Gerçek ve sanal dünyalar arasındaki sınırlar ortadan kalktığında çok sayıda yenilikçi uygulama yapan ve bunları hayata geçiren sistemler karşımıza çıkmaktadır.

Gelecekte, siber-fiziksel sistemler, insan güvenliğine, verimliliğe, konfora ve sağlığa çok önemli bir şekilde katkıda bulunacak. Bunu yaparken, demografik değişim, doğal kaynakların azlığı, sürdürülebilir hareketlilik ve enerji değişimi gibi temel zorlukların üstesinden gelmek için de önemli bir rol oynayacak.

Peki biz Endüstri 4.0’a ne kadar hazırız?

Birden çok kanaldan üretilen büyük ölçekli bilgi yığınlarıyla uğraşmak zorunda olduğumuz bu çağda, oyunun kuralları baştan yazılıyor ve iş süreçlerini yeniden inşaa edebilenler, üretim için dijital ekosistem ile entegrasyonu başarılıyla sağlayabilenler; kısacası dijital teknolojilerdeki değişim ve dönüşüme adapte olabilenler hem kurumsal hem de bireysel olarak oyunda kalmayı başarabilecekler. Kuruluşların müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve rakiplerine karşı rekabet avantajı sağlayabilmek için Endüstri 4.0’ı kucaklaması gerekiyor 🙂 Pazar dinamikleri değişecek ve müşteri ihtiyaçlarını hızlı ve doğru bir biçimde karşılayabilenler ayakta kalabilecekler.

Endüstri 4.0 ekonomik büyüme ile birlikte yeni kariyer fırsatlarını da beraberinde getiriyor. Bu çağın en önemli gereksinimlerinden biri gerekli becerilere sahip olan insan kaynağı. Ancak bu insan kaynağından beklenen en kritik özellik; analitik yetkinliklere sahip uzmanlaşmış beceriler yerine, disiplinler arası yeteneklere sahip olabilmek ve bunları hayata geçirebilmek . Bireylerin dijital çalışma ortamıyla baş edebilmek için gerekli becerileri kazanması oldukça önemli.

Endüstri 4.0 sunduğu sayısız avantajlarla birlikte bir takım zorlukları da beraberinde getiriyor. Herşeyden önce Endüstri 4.0 kapsamındaki teknolojilere uyum sağlayabilmek ve kurumların bunları bir şirket kültürü haline getirebilmesi , en önemlisi de ihtiyaç duyulan insan kaynağının kurum içinde yer alabilmesi. Endüstri 4.0 ‘ın henüz ilk günlerini yaşadığımızı söyleyebiliriz . Sanal ve fiziksel dünyaların bir araya gelerek entegre olabilmeleri , veri özellikleri, uygulama zorlukları, yönergeler ve stratejik kapasiteler, beceri, kültür, standartlar ve bu alanlardaki olgunluk / hazır olma seviyeleri gibi birçok cephede zorluklar bulunuyor.

Endüstri 4.0 ile birlikte ortaya çıkan yeni dijital yetkinliklere hazır olmak çok önemli. Bireysel olarak kendimiz için etkin bir strateji oluşturmak ve bunu kendi kişisel hedeflerimizle ilişkilendirerek Endüstri 4.0 çağında kendimize bir yol bulmak zorundayız. Endüstri 4.0 ile birlikte piyasalar sürekli değişecek , beklentiler daha akışkan hale gelecek. İşte tüm bunlar olurken bireylerin ve kuruluşların, hayatta kalma stratejileri üzerine kafa yorup harekete geçmesi gerekecektir.

Kısacası Endüstri 4.0 çağında dijital bir zihniyete sahip olmak gerekiyor. Tam da bu noktada Ufuk Tarhan’ın T-İnsan kitabının okunması gerektiğini düşünüyorum. 🙂

Not: Bu yazı Ayşe Kulabaş tarafından hazırlanmış ve izniyle yayınlamıştır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi girin.
You need to agree with the terms to proceed